FİNANSAL SKANDALLAR
Finansal skandallar, ortaya çıktığı her ülkede ekonomik mali ve toplumsal sorunlara yol açabilmektedir. Bu sebepten her ülke, kendi piyasalarında bu sorunları ortadan kaldırmak adına bazı düzenlemelerde bulunmaktadır. Şirketlerin finansal raporlamaları üzerindeki kontrollerin iyileştirilmesini amaçlayan ve aynı zamanda etkin kurumsal yönetimi destekleyen bir çaba olarak görülen Halka Açık Şirketler Muhasebe Reformu ve Yatırımcıyı Koruma Yasası veya diğer adıyla Sarbanes-Oxley yasası bu düzenlemelerden biri olarak, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki borsalarda işlem gören halka açık şirketlerin tamamını kapsayacak şekilde 30 Temmuz 2002’de imzalanmıştır. Yasanın 302 ve 404 numaralı maddeleri çerçevesinde şirketlerin finansal raporlamaları üzerindeki risklerin belirlenmesi, belirlenen risklere ilişkin kontrollerin dokümante edilmesi ve değerlendirilmesi zorunlu tutulmuş, kontrollerin etkinliğinden şirket yöneticileri direkt olarak sorumlu tutulmuştur.
‘Enron’ ve ‘Worldcom’ skandallarından Amerikalı yatırımcılar milyarlarca dolar kaybettikten sonra, 1930'dan sonra düzenlenen muhasebe (audit) ile ilgili ilk yasadır. Pozitif ve negatif eleştirilere maruz kalmıştır ve kalmaktadır. Bu yasa ile şirketler hakkında daha çok bilgi yayınlanacağı için analistlerin raporları daha güvenilir olacaktır ve bu yatırımcıların güvenini tekrar sağlamada yardımcı olacaktır. Diğer yandan bu yasa sadece halka açık şirketlere uygulandığı için, şirketler özelleşmeye kayıyor, çünkü bu yasanın getireceği giderlerden kaçmak istiyorlar.
Sox 2002 Yasası sonrasında ülkemizde de çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. SPK 2002 yılında resmi gazetede bu düzenlemeyle ilgili bir tebliğ yayınlamıştır. Bu düzenlemeye kısaca bakacak olursak eğer;
Bağımsız denetim kuruluşları ve bu kuruluşlardaki denetim çalışanları ve diğer personeller, bağımsız denetim hizmeti verdikleri firmalara, hizmet verdikleri dönemde, bedelli veya bedelsiz olarak;
a) Defter tutmak ve buna ilişkin diğer hizmetleri verme,
b) Finansal bilgi sistemi kurma ve geliştirme, işletmecilik, muhasebe, finans ve bunların uygulamaları ile ilgili işlerde müşavirlik yapma, belge düzenleme ve rapor hazırlama,
c) Değerleme ve aktüerya hizmetleri verme,
d) Tahkim ve bilirkişilik yapma,
e) Diğer danışmanlık hizmetlerini verme,
faaliyetlerinde bulunamazlar.
Yasa ile birlikte gelen ağır cezai yaptırımlar şirket yöneticileri başta olmak üzere tüm çıkar sahiplerini ve bağımsız denetçileri derinden etkilemiş, yasaya tabi tüm şirketler finansal raporlamaya yönelik iç kontrollerinin iyileştirilmesi için kapsamlı projeler başlatmışlardır. Amaç, şirket yönetimlerinin, şirket sahiplerinin haberi olmadan firmaya fiske vuramamasını sağlamak, CEO ve CFO başta olmak üzere, her tür CXX ünvanlı üst yöneticinin, finansal dökümanlar ve etik konusunda direkt sorumluluk almasını sağlamaktır. Buna göre, işlem hatası yapılmış bir tabloyu gören yönetici, sadece tabloyu yapanı sorumlu tutamayacak, uzun yıllar hapis ve büyük miktarlarda para cezasına çarptırılabilecektir.
Sox’un daha iyi işlemesi için getirilen öneriler de tabii ki mevcut. Bunlardan biri olarak; olayın kontrol etmekten çıkıp tam anlamıyla bir kanıt biriktirme safhasına dönüşebilme ihtimaline karşı, manuel kontrollerde kanıtların her alanda saklanmasından yani sistemi kontrollere boğmaktansa, çok önemli noktalara kaliteli ama az sayıda kontrol koymak en mantıklısıdır ya da sonuçta her firmanın kendi içinde informal kontrolleri vardır, bunlar uygulanmakta olan sisteme entegre edilebilir. Diğer bir deyişle firmaların büyüklüğü ne olursa olsun mali sistemleri sayılamayacak ölçüde risklerle karşı karşıyadır ve verimli bir sox denetimi için kaliteli bir Sox implementasyonu ile bu riskleri doğru ağırlıklandırıp, ona göre önlemler alınmalıdır. Tabii ki her şirketin büyüklüğü ve işleyişine göre bu ihtiyaçlar değişmektedir. Pek çok noktada ortaya çıkabilecek yolsuzlukları engellemede, doğru kullanıldığı takdirde, önemli bir araç olacaktır... Öte yandan verimsiz, etkisiz, yanlış yapılandırılmış, sırf yapmış olmak için yapılmış bir sox uygulamasının kuşkusuz ki maliyetten başka bir getirisi olamayacaktır.
Günümüzde Türkiye'de gerçekleşen yabancı satın almalar ve birleşmeler sonucu giderek daha çok uygulama alanı bulan denetim prensipleri, Amerikalılar tarafından icat edildiği için (sarbanes ve oxley söz konusu denetim standartlarının temelini atan 2 adet Amerikan senatörünün adıdır) sadece Amerika'da uygulanması gerektiği gibi bir yanılsamaya sahiptir. Nedense kimse denetlenmekten hoşlanmamakta ancak imarbankası gibi skandal dolandırıcılıkların bedelini öderken şikayet etmekten de geri kalmamaktadır. Sonuç olarak aslında Sox denetimini hakkını vererek yaptığınızda bir şirketin tüm operasyonları hakkında hem genel, hem de detaylı bilgi verebilir. Yani Sox’tan çıktıktan sonra herhangi bir departmanda çalışmaya başladığınızda en azından sudan çıkmış balığa dönmezsiniz.